21 Mart 2017 Salı

Sosyal Yalnızlık

Yazar: Murat Marti
Sosyal yalnızlık gibi bir hastalık var. Biz kabul etsek de etmesek de. Gün içinde ne kadar işimizde olsak da mutlaka iki dakikalığına da olsa telefonumuzu veya bilgisayarda sosyal alemi bir turlayıp çıkarız. İşte ki ortamdan uzaklaşmak diye bir şey varsa ya bunu dışarı çıkıp sigara içmek yada sosyal hesaplarımızı gezmekle geçiririz.

Bende sosyal alemi iyi kullanan biri olarak gün içinde çoğu zaman telefonun mobil internetini kapamak da buluyorum çareyi. Yoksa veba mikrobu insanın her yerini kaplayan bu hastalık ne kadar da olsa bizi bir sosyal yalnızlığa itiyor. Konuştuğum kişilerin çoğu hastalık lafını kendilerine yakıştırmamak da direnmekte ama ben buna inanmıyorum. Herkesin bir savunma tarzı var bu yaklaşıma; kimisi ben sadece Facebook kullanıyorum ne olacak ki ondan, bütün sosyal hesaplara üye değilim ki deyip kendini temize çıkarma çabaları görülmeye değer bence.

Peki tek hesaba sahip olan neyin yalnızlığını çekerken orada da tüm sosyal uygulamaları bir bir deneyip ben kendimi kaptırmam asosyal değilim ki ben demesi de güzel. Sonuçta biz buralarda zaman harcarken dışarıda akıp giden hayattan ne haber? En son bir arkadaşınızla ne zaman bir kahve içtiniz? Veya bir dostunuzla oturup şöyle güzel bir masada oturup sohbetin dibine vurup dertlenip ah çektiniz? Zannederim ben zaten bunları yapıyorum ki derken bile iki lafın arası telefonlar ele alınıp yanınızdakine ayıp olmasın diye hızlıca şöyle bir göz gezdirilip bırakıldı.


Hafta sonları güzel bir piknik havasında yakılan mangalların resmi çekilip İnstagrama atılırken, bakalım kaç like olmuş deyip telefonlar alınıp gezilir. Yanında bulunan insanların sohbetleri insanı tatmin etmezken orada alınan beğeniler ruhumuzu okşaması bence bizi daha çok cezb ediyor. Sizin paylaşımınıza yapılan beğeni ve yorumlar mutlu olmanızı sağlarken; sokakta, iş yerinde veya bir kafe de hiç tanımadığınız bir insan size gelip merhaba dese, bin tane aklınızdan kötü olay geçerken, burada tanımadığınız bir insan size aynı şeyi söylediğinde cevap verme eğilimi sizi dürtmesi normal mi?


Bazı konuştuğum kişiler aynen şöyle savunmada bulunmak da bu olaya; 'Ne olacak kibarca merhaba dedi' eyvallah da aynı olaya niye başka yerde olunca kim bu sapık diye yorum getirip millete kötüsün damgasını vuruyorsun?

Daha önce yapılan bir araştırma sonucu, küçük bir sosyal grup üyesi olan bireyin ya da hiçbir sosyal grubu olmayanların, kalp hastalığı riskine daha yatkın olduğuna dair deliller ortaya koymuş. Son çalışmada, bu delillerden yola çıkılarak, denekler izlenmiş.
Bizde yalnız kalmaktan değil, sosyal alemin içinde olma çabamızdan dolayı, telefonların yaydığı radyasyon riski yüzünden zannedersem hastalığa yakalanacağız. İçsel bir dürtü olan yalnızlık kavramı; kişilerin kaderi değil tercihleri sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Sonuçta ne olursa olsun yalnızız dostlarım. Saygılarımla :) Yazarlife / 21.03.2017



EmoticonEmoticon

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.